Mahmut Sayın
2020 YILI EKONOMİ
2020 yılının ilk yarısında küresel ekonomi gündeminin merkezinde, Çin’de başlayıp kısa sürede
dünyaya yayılan Kovid-19 salgını ve salgına karşı ülkelerin aldıkları önlemler yer almıştır. Salgın
küresel düzeyde 2020 yılı Haziran ayının sonu itibariyle yaklaşık 10,6 milyon insana bulaşmış ve
517 bin kişi hayatını kaybetmiştir. 5,8 milyondan fazla insanın iyileşmesine rağmen, salgın son
yüzyılın en büyük ekonomik bunalımını yaratmak üzeredir.
2020 yılının ilk yarısında küresel ekonomi gündeminin merkezinde, Çin’de başlayıp kısa sürede
dünyaya yayılan Kovid-19 salgını ve salgına karşı ülkelerin aldıkları önlemler yer almıştır. Salgın
küresel düzeyde 2020 yılı Haziran ayının sonu itibariyle yaklaşık 10,6 milyon insana bulaşmış ve
517 bin kişi hayatını kaybetmiştir. 5,8 milyondan fazla insanın iyileşmesine rağmen, salgın son
yüzyılın en büyük ekonomik bunalımını yaratmak üzeredir.
Küresel tedbirlerde sağlık sistemlerini korumak öncelikli olmuştur. Salgının başlangıcında virüs
hakkında ve yayılım hızında net bilgilerin olmaması ve ilerleyen süreçte acil ve yoğun bakım
desteğinin uzun sürdüğünün anlaşılmasıyla birlikte, öncelik sağlık sistemlerinin çökmesinin
engellenmesi olmuştur. Bu nedenle uluslararası düzeyde sağlık alanında dayanışma ve
yardımlaşma çabaları ilk aşamada ön planda olmuştur. Türkiye birçok ülkeye yaptığı sağlık
ekipmanları yardımıyla söz konusu dayanışma çağrılarına en iyi cevap veren ülkelerden birisi
olmuştur.
Salgına karşı sert toplumsal ve ekonomik önlemler alınmıştır. Bu süreçte, toplumsal hareketliliğin
azalması ve sosyal yalıtım kavramının gündeme gelmesiyle ülkelerin salgının yayılmasını
engellemek amacıyla sınırlarını kapamaları ve bazı sektörlerdeki faaliyetleri kısıtlamaları tüm
dünyada ciddi ekonomik etkilerin ortaya çıkmasına neden olmuştur. Başta hizmet sektörleri olmak
üzere birçok sektörün tamamen kapanması, ekonomik faaliyetlerin yavaşlamasına ve işsizliğin
artmasına neden olmuştur. Alınan karantina önlemleri üretim endekslerinin ciddi oranda
düşmesine, işgücü kayıplarına ve güven endekslerinin tüm dünyada gerilemesine neden olmuştur.
Pandeminin ekonomik çöküntüye yol açmaması için tarihte benzeri görülmemiş mali teşvikler ve
parasal genişleme politikaları uygulanmaktadır. Salgının istihdam, tedarik zincirleri ve üretim
kapasitesi üzerinde yaratacağı kalıcı tahribatı gidermek için küresel çapta önemli boyutlarda mali
tedbirler uygulamaya konulmuştur. Bu süreçte, birçok ülkede merkez bankaları faiz indirimleri
gerçekleştirmiş, gelişmekte olanlar da dahil olmak üzere ülkeler varlık alımları, likidite destekleri,
kredi programları ile salgından etkilenen sektörlere ve hanehalkına yönelik daha önce görülmemiş
boyutlarda destek programlarını hayata geçirmiştir.
Bu dönemde, küresel büyüme görünümü belirgin biçimde kötüleşmiştir. Salgın öncesi dönemde,
uluslararası kuruluşlar tarafından 2020 yılında dünya hasılasının yüzde 3 civarında büyüyeceği
tahmin edilirken, salgından sonraki tahminlere göre yüzde 5 civarında daralması beklenmektedir.
Güvenli liman arayışı ve sermaye hareketlerinde değişimler gözlenmiştir. Salgının başlangıcında
ABD doları cinsinden varlıklara ve kısmen altına yatırımcıların yoğun ilgi gösterdikleri gözlenmiştir.
Bu süreçte ise gelişmekte olan ülkelere yönelen portföy yatırımları, salgının ciddi boyutlara
ulaşmasından ve küresel risk iştahındaki gerileme neticesinde yatırımcıların güvenli limanlara
yönelmesiyle olumsuz etkilenmiş, bu ülkelere yönelik bu yatırımlarda tarihi en yüksek çıkış
gözlenmiştir. Böylece gelişmekte olan ülkelerin risk primlerinde de belirgin artışlar izlenmiştir.
Bununla birlikte, 2020 yılının ikinci yarısında ABD’deki ülkeye özgü sorunlar nedeniyle dolar
varlıklardan çıkış yaşanmasıyla altının tarihsel yüksek seviyelere çıktığı ve gelişmekte olan ülkelere
portföy yatırımlarının henüz dönmediği izlenmektedir.
Azalan küresel talep ve zorunlu üretim kısıtlamaları dünya ticaret hacminde keskin düşüşlere yol
açmıştır. Ticaret ve küresel katma değer zincirinin bu durumdan olumsuz etkilenmesiyle küresel
ticaret hacmi keskin bir daralma kaydetmiştir. Ayrıca, salgının yayılması sonucu firmalar yoğun
talep düşüşleri, arz kesintileri ve nakit akışlarında ortaya çıkan bozulmalar nedeniyle yeni yatırım
yapma kararlarında temkinli davranmışlardır. Ayrıca, salgın öncesi dönemde küresel gündemi
4
meşgul eden ABD ve Çin arasındaki ticaret savaşları hususunda net bir çözüm halen
sağlanamamıştır.
Petrol fiyatlarında tarihsel düşüşler kaydedilmiştir. Hem küresel ekonomik faaliyetteki
yavaşlamanın etkisi, hem de petrol ihracatçısı ülkeler (OPEC+) arasındaki anlaşmazlıklar başta
petrol olmak üzere emtia fiyatlarında sert düşüşlere yol açmıştır. Petrol fiyatları üreticiler arasında
görülen uzlaşma çabaları ve arz kesintileri ile kısmen toparlanmıştır.
Salgın ilk aşamada kontrol altına alınmış gibi görünse de riskler devam etmektedir. 2020 yılının
ikinci çeyreğinin başlarından itibaren alınan önlemler sayesinde salgını görece kontrol altına alan
birçok ülkede önlemler hafifletilmiş ve ekonomik faaliyetler yeniden başlamışsa da, salgının yayılım
hızına ve normalleşme sürecine dair belirsizlikler halen devam etmektedir. Devam eden salgının
küresel tüketim alışkanlıkları ve genel harcama davranışında yarattığı tahribatın devam edip
etmeyeceğinin tam olarak öngörülememesinin yanı sıra aşı çalışmalarının henüz olumlu
sonuçlanmaması ve oluşabilecek ikinci dalga beklentisi halen tüm ülkelerde endişe kaynağı
olmaya devam etmektedir.